Arzu Tekir'in İzmir Life Dergisi'nin Nisan 2017 sayısına verdiği röportaj
World Resources Institute (WRI) Sürdürülebilir Şehirler Programı, dünyanın ve Türkiye’nin değişik kentlerinde yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlıyor. Bunun için birçok projeyi yürütüyor ve destekliyor. Kentlerin sorunları üzerine çözüm üretme odaklı projeler üreten kuruluşun odaklandığı üç sorun var: Sıkışıklık, plansız büyüme ve verimsizlik. WRI’da bu sorunlara kalıcı çözümler üreten disiplinler arası güçlü bir ekip arı gibi çalışıyor. Bu ekibin bir parçası olan WRI Türkiye'nin başarılı direktörü Arzu Tekir ile çalışmalarını, kentleri ve İzmir'i konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyalım. Arzu Tekir kimdir ve WRI Türkiye'ye nasıl dahil oldu?
İzmirliyim. Üniversite ve yüksek lisansımı İzmir’de tamamladım. Uzun seneler İstanbul’da, yönetim danışmanlığı ve bilişim sektöründe çalıştıktan sonra, bir süre New York’ta danışmanlık yaptım. Obama yeni başkan olmuştu ve iklim değişikliği ile mücadele gündemdeydi. Obama yenilenebilir enerji sektörüne çok ciddi teşvikler sağlamaya başlamıştı. Ekonomik krizden sonraki gelişmeler, benim için çok yeni ve ilginçti. Çevre ve enerji konuları ile ilgilenmeye başladım. Bu alanda bir sivil toplum kuruluşunda çalışmak üzere araştırmalar yaptım. Artık yaşadığım topluma yönelik çalışmalar yapmayı istiyordum. Tesadüfen EMBARQ ile yollarım kesişti. 2011 yılının başında WRI’in Türkiye’deki Embarq ofisinin
Operasyon Müdürü olarak çalışmaya başladım. WRI’a dahil olduktan altı ay sonra Ülke Direktörü olarak atandım.Sürdürülebilir Ulaşım ve Şehirler Derneği’ni kurdum. O tarihten bu yana çalışma arkadaşlarımla birlikte, kentlerimizin daha yaşanılabilir olması için çalışmalar yürütüyoruz.
WRI Türkiye hangi sorunlar ve çözümlerin üzerine odaklanıyor?
WRI Sürdürülebilir Şehirler Programı, üç ana sorun üzerine odaklanıyor; sıkışıklık, plansız büyüme ve verimsizlik. Bu sorunlara da çözümlerimiz üç ana başlıkta toplanıyor; kentsel hareketlilik, kentsel büyüme ve kentlerde enerji verimliliği.
Hedefiniz, kentlilere daha iyi bir yaşam kalitesi sunmak. Bunun sağlanması için ne yapıyorsunuz?
Türkiye’deki merkezimiz, yaşam kalitesini yükseltmek için dünyada uygulanmış başarılı örneklerin şehirlerimize tanıtılmasını sağlıyor ve sürdürülebilir çözümlere odaklanıyor. Ana çalışma konularımız, kent içi ulaşım ve kentsel planlama. 2016 yılı itibariyle kentlerde enerji verimliliği konusu da çalışma alanımız arasına girdi. Biz bu araştırmalar, veri odaklı analizler, saha incelemelerini içeren uluslararası bir sivil toplum kuruluşunun Türkiye ofisiyiz. Tüm merkezlerimiz, kendi ülkelerinin ihtiyaçları doğrultusunda projeler geliştiriyor.
WRI hangi ülkelerde çalışıyor ve bu ülkeler Türkiye ile kıyaslandığında aradaki fark ne?
Meksika, Brezilya, Çin, Hindistan ve Türkiye merkezlerimizde, farklı disiplinlerden uzmanlarımız, gerçek bir değişim yaratmak için çabalıyor. Örneğin, Hindistan ekibimizin çalıştığı Delhi şehri için geliştirilen ilk ulaşım odaklı kentsel planlama politikası, ulaşım ana planının bir parçası olarak kabul edildi. Meksika ekibimiz, federal hükümetin, toplu ulaşım sistemleri ve proje uygulamalarını bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesine katkıda bulundu.
Meksiko-City için bina verimliliği standartlarının oluşturulmasına destek verdi. Çin’deki ekibimizin Chengdu şehri için geliştirdikleri düşük karbonlu çözümler raporu, tüm şehirlerde geçerli olacak. Türkiye’de ise bisikletle ulaşımın doğru
tasarlanması ve planlara dâhil edilmesi için on bir şehirde çalışmalar yürüttük. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın isteği üzere, bu yıl Adana’da diğer şehirlere örnek olarak sunulacak bir tasarım ve plan örneğini hazırladık. İstanbul’un Tarihi Yarımadası üzerine yaptığımız “Kamusal Alanlar ve Yaşam Alanları, Herkes için Erişilebilir Kent İstanbul” projesinin bir benzerini İzmir’de yürütüyoruz. Bu yıl bina verimliliği alanında teknik destek vermek ve yerelde kapasitenin iyileştirilmesini sağlamak için Eskişehir’de bir projeye başladık. Birleşmiş Milletler’in "Sustainable Energy for All" girişimi kapsamında geliştirilen, pek çok farklı ülkeden şehrin ve özel sektör ve sivil toplum kuruluşunun yer aldığı bu projeye ülkemizden bir şehrin katılımından dolayı çok mutluyuz.
Biraz da ekibinizden bahsedelim…
Çok başarılı bir ekibimiz, çalışmalara gönüllü olarak destek veren bir yönetim kurulumuz var. WRI Sürdürülebilir Şehirler Programı dâhilinde altı merkezimizde farklı disiplinlerden iki yüzden fazla uzmanla çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye merkezimizde on kişilik bir ekibimiz var. Şehir planlama, ulaştırma mühendisliği, çevre mühendisliği, enerji mühendisliği disiplinlerinden gelen arkadaşlarımızın yanı sıra, iletişim ve operasyonel çalışmaları yürüten bir birimimiz var. Tüm çalışma arkadaşlarım, Çok iyi donanıma sahip uzmanlar.
Kalıcı sonuçlar elde etme amacı doğrultusunda çalışıyorsunuz. WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler bu konuda ne kadar başarılı ?
Fonlarla çalışan ve fonların devamlılığı için yarattığı etkiyi raporlayan bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bu yüzden projelerimizi dikkatli seçiyoruz. Yerel yönetimlerin proje destek ofisi gibi çalışıyoruz. Sürdürülebilir kent çözümlerini uygulamaya niyetli şehirlerle çalışıyoruz. Başarılı pek çok projeye imza attık. Örneğin, İstanbul’un Tarihi Yarımadasının daha yaşanabilir bir alan haline gelmesi… Kültürel mirasımızın korunması için önemli projelerde yer aldık. Bölgede 95 sokakla başlayan yayalaştırma projesi, 300 sokağın yayalaştırılma başarısı ile tamamlandı. Aydınlatmalardan, kent mobilyalarına, yaya güvenliğinden, ulaşım alternatiflerinin iyileştirilmesine pek çok önerimiz kabul gördü. İstanbul’un ilk ve tek metrobüs projesinin geliştirilmesine katkıda bulunmuş bir kurumuz. Bugün günde dokuz yüz bin yolcunun taşındığı sistemde yolcular, tek yönde kırk beş dakika daha az trafikte kalıyor. Elli iki kilometrelik hattın yol güvenliğini, yol güvenliği
danışmanımız rahmetli Carsten Wass ve ekibimiz 2014 yılında tamamlayıp IETT’ye sundu. İyileştirme önerilerimiz dikkate alındı. Belediye ve IETT kırk dört istasyonda yol güvenliğinin iyileştirilmesi için 23 milyon liralık bir yatırım yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2015 yılı sonunda Şehir İçi Yollarda Bisiklet Yolları, Bisiklet İstasyonları ve Bisiklet Park Yerleri Tasarımına ve Yapımına Dair Yönetmelik yayımlamıştı. Bakanlık yetkilileri, yönetmelik kapsamında örnek bir projenin tasarımı ve planlanması için Adana ilinin Yüreğir merkez ilçesini seçti. Bunun akabinde, kent yönetimlerinden bakanlığa iletilen bisiklet yolu proje önerilerinin, yerelde Çevre İl Müdürlüğü uzmanlarınca on incelemeden geçmesine karar verdi. Ekibimiz bakanlıktan katılan uzmanlarla birlikte çalışmalar yürüttü. Dokuz kilometrelik pilot hattın tasarımı ve planlamasını tamamladık ve bakanlığın çevre il müdürlüklerinden gelen iki yüz uzmanına bisikletli ulaşımın tasarımı ve planlanması eğitimi verdik. Ülkemizde istediğimiz hızda bir değişimi gerçekleştiremiyoruz. Güzel gelişmeler oluyor ancak bizimki gibi dinamik, genç nüfusun yoğun olduğu bir ülkede sürdürülebilir şehirlere yönelik çözümlerin de daha hızlı gerçekleşmesini arzu ederdim.
Bu kadar çok çabanın olduğu yerde zorluklar da kaçınılmazdır tabii… En çok hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Gündemimiz çok hızlı ve yoğun bir şekilde değişiyor. Dünyanın farklı şehirlerdeki, iklim değişikliği ile mücadele, enerji verimliliği, sürdürülebilirlik, yol güvenliği gibi uygulamaların ve konuların yer alması söz konusu olamıyor. Enerjimizi, insan kaynağımızı ve diğer kaynakları verimli kullanamıyoruz. Veri odaklı karar verme, performans değerlendirme konularında yerel yönetimlerde ciddi eksiklikler var. Teknolojinin hayatımızın bu kadar içinde olmasına rağmen, verimliliğin dikkate alınmadığı kurumlar kent yönetimleri. Hiyerarşi çok yoğun. Veri güvenliği, bilgi güvenliği zafiyeti var. Bununla birlikte bir akademisyen ya da sivil toplum kuruluşu, topluma yararlı olacak bir proje ya da bir araştırma için bu kurumlardan veri talep ettiğinde, veri paylaşımı güvenlik gerekçesiyle engellenebiliyor. Bunu çok ironik buluyorum.
Biraz da İzmir hakkında konuşalım… İzmir yaşanabilir bir şehir mi?
Her İzmirlinin söyleyeceği gibi İzmir, Türkiye’nin en güzel şehri. Yaşanabilir bir şehir diyebilirim. Ancak iş olanakları sınırlı. Ücretler görece daha düşük. Bunlar benim genel izlenimlerim. Ben de okullarımı bitirdiğim gibi farklı iş fırsatlarına erişmek için İstanbul’a gelenlerdenim. Öğrenciler için, öğrenciliklerini doya doya yaşayacakları bir şehir. Bence girişimciliği teşvik eden mekanizmaların, inovatif iş modellerini destekleyecek bir ekosistemin geliştirilmesi İzmir’in gelişimi için öncelik denilebilir. Böylece genç, eğitimli nüfusa yeni iş olanakları yaratılabilir. İzmir huzurlu bir sığınak
WRI İzmir’de hangi çalışmaları yaptı?
İzmir Büyükşehir Belediyesi hâlihazırda İzmir Tarih Projesi kapsamında fonksiyonlarına göre on dokuz alt bölgeye ayrılmış ve yaklaşık iki yüz elli futbol sahası büyüklüğünde alana sahip Tarihi Kemeraltı Bölgesi’ni yeniliyor. İzmirlilerin tarihle ilişkisini güçlendirirken, bölgede hızlı kentleşmeye bağlı gelişen olumsuzlukları gidermeye çalışıyor. Projede katılımcılığa önem veren izleyen yetkililer, farklı paydaşların da görüşlerini alarak bölgeye kapsamlı, bütüncül ve sistematik bir
yaklaşım ile insan odaklı bir alan yaratmayı hedefliyor.
Biz de bu proje kapsamında, bölgeyi kapsamlı bir şekilde inceledik. Saha analizleri, anket çalışmaları ve daha önce yapılmış çalışmaları detaylıca inceledikten sonra mevcut durum raporunu hazırladık. Ekibimiz, bölge için hazırladıkları sürdürülebilir ulaşım planını ve önerilerimizi içeren çalışmayı kısa süre içinde tamamlayacak.
Bu kadar çok kentle ilgileniyorsunuz… İzmir sizin hayatınızın neresinde?
İzmir benim için huzurlu bir sığınak. Enerjimi depoladığım, kendimi iyi hissettiğim, “İzmirli” olup şehrini sahiplenmiş güler yüzlü insanlarımın yaşadığı şehir. Her gelişimde kollarını açmış beni kucaklamak için beklermiş gibi hissederim İzmir’i.