Hizmet Alımı Teklif Çağrısı
Avrupa Birliği tarafından eş finanse edilen, WRI Türkiye liderliğinde, Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV) ortaklığıyla ve Danish Green Growth Network (DGGN) iş birliği ile yürütülmekte olan "Türkiye Sürdürülebilir Binalar Ağı" Projesi kapsamında TÜRKİYE BİNA SEKTÖRÜ PAYDAŞLARINA YÖNELİK SÜRDÜRÜLEBİLİR

Türkiye Bina Sektörünün Yeşil Dönüşümü İçin İhtiyaçlar Belirlendi
Türkiye bina sektörü paydaşlarını daha iyi tanımak ve sektörel ihtiyaçları belirlemek amacıyla “Türkiye Sürdürülebilir Binalar Ağı” Projesi kapsamında bir paydaş haritalaması ve ihtiyaç analizi çalışması gerçekleştirilmiştir.

İklim Hedeflerine Ulaşmak için 3 Yeni Stratejik Belge: Türkiye Bina Sektörü Karbonsuzlaşma Yol Haritası ve Yerel Eylem Planları
Dr. Meltem Bayraktar, Kıdemli Yönetici, Kentsel Verimlilik ve İklim Programı, WRI Türkiye*
Baret Binatlı, Yapılı Çevre Yöneticisi, Kentsel Verimlilik ve İklim Programı, WRI Türkiye
Tuğçe Üzümoğlu, İklim Çalışmaları Yöneticisi, Kentsel Verimlilik ve İklim Programı, WRI Türkiye
tarafından kaleme alınan bu yazı İTÜ Vakfı Dergisi Ocak-Mayıs 2024 sayısında yayımlanmıştır.

WRI Türkiye, Avrupa Birliği Destekli "Sürdürülebilir Binalar Ağı Projesi" ile Yeşil Geleceğe İmza Atıyor!
WRI Türkiye, Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Sürdürülebilir Binalar Ağı Projesi” ile Türkiye'nin yeşil geleceğine katkıda bulunmak için harekete geçiyor.

WRI Türkiye ve Marmara Belediyeler Birliği Ortaklığında Yerel Yönetimler ve STK’lara İklim Kriziyle Mücadelede Destek
- ‘Marmara Bölgesi'nde Yer Alan Yerel Yönetimlerin ve Sivil Toplumun İklim Değişikliği ile Mücadele Kapasitelerinin Geliştirilmesi’ projesi ile WRI Türkiye, Marmara Bölgesi’ndeki yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının iklim değişikliği ile daha etkin mücadele edebilmeleri için güç birliği yapıyor.

2053 Net Sıfır Emisyon Hedefine Bir Adım Daha Yaklaşıldı: Bina Sektörünü Karbonsuzlaştırmak İçin Türkiye Yol Haritasını Belirledi
WRI Türkiye’nin yürüttüğü, Türkiye’de nihai enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 32’sinden, sera gazlarının da yaklaşık yüzde 30’undan sorumlu olan bina sektörüne yönelik kapsamlı, öncü ve sürdürülebilir çözüm önerileri sunarak iklim değişikliği ile mücadeleyi hızlandırmayı hedefleyen Sıfır Karbon Bina Hızlandırıcı Projesi kapsamında hazırlanan yol haritası tamamlandı.

Krizden nasıl çıkılır?
İki yıl önce korona virüsü salgını dünyada temel gündemken, şu an pandeminin yerini ekonomi ve buna bağlı olarak enerji meselesi aldı. Covid-19 salgınının pandemiye dönüşmesiyle birlikte birçok ülkenin aldığı tam kapanma ve karantina gibi önlemler ulaşım, turizm, taşımacılık sektörlerini olumsuz anlamda etkilemişti. Normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte ise enerji alanındaki talep yeniden artarken, Türkiye de yeni yıla doğalgaz, akaryakıt ve elektrik zamlarıyla girdi.

“Emisyonların Azaltılması için Elektro Hareketlilik Ekosistemi Geliştirilmeli”
Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında sınırlandırmak için ulaşımdan kaynaklanan emisyonların mevcut durumunun acilen değiştirilmesi gerekiyor. Bu değişimi sağlayacak yöntemlerin en önemlisi, elektrik ve hidrojenin düşük karbonlu üretimine yatırım yapan ve sürdürülebilir ulaşım ilkelerini uygulayan entegre bir elektro hareketlilik ekosisteminin geliştirilmesi.

Sıfır karbon bazı şehirler için ütopya değil
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in geçenlerde İstanbul’da düzenlediği “7. Yaşanabilir Şehirler Sempozmu”nun teması şöyleydi:
“Şehirler için Düşük Karbon Yetmez, artık Sıfır Karbon Zamanı”.
2005 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteren WRI’in (Dünya Kaynakları Enstitüsü) Türkiye ofisinin Direktörü Dr. Güneş Cansız’ın açılış konuşmasında vurguladığı gibi dünya nüfusunun
Trump'ın iklim anlaşmasından çekilmesi 24 trilyon doları riske atabilir
WRI Ross Center for Sustainable Cities Global Direktörü Ani Dasgupta "Düşük karbonlu kalkınmanın 2050'ye kadar sadece şehirlerde 24 trilyon dolar net fayda sağlayacağını hesaplıyoruz. Umuyorum olmaz ama Trump ve yönetiminin bu hareketi, iklim değişikliğine karşı tüm bu çabaları olumsuz etkileyebilir" dedi.
Dasgupta, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, iklim değişikliğinin artık sadece mevsimsel hava olayları ya da doğal afetlere sebep olmadığını, günlük hayatı da derinden etkilediğini söyledi.
